İktisat Nedir?

Share this post

Ed Prescott ve Merkez Bankası Bağımsızlığı

iktisatnedir.substack.com

Ed Prescott ve Merkez Bankası Bağımsızlığı

İktisat Nedir? | Bülten - Sayı #23

N. Emrah Aydinonat
Nov 8, 2022
6
1
Share this post

Ed Prescott ve Merkez Bankası Bağımsızlığı

iktisatnedir.substack.com

Bu sabah, Yönetici Özeti bülteni yok, onun yerine iki gün önce hayatını kaybeden iktisatçı Edward Prescott (26.12.1940 – 6.11.2022) ile ilgili bir yazı var.

Belki Ed Prescott'un katkılarından bizim Merkez Bankası için de çıkarılacak bazı dersler vardır, kim bilir!

Kurallı Merkez Bankacılığına Övgü

Edward C Prescott 2015.jpg

Muhtemelen duymuşsunuzdur, iktisatçı Edward Prescott vefat etti. Prescott 81 yaşındaydı. Makroiktisada yaptığı katkılar nedeniyle 2004 yılında Nobel İktisat ödülü almıştı (Finn Erling Kydland ile birlikte). Ödül, dinamik makroiktisadın iki alanına yaptığı katkılar nedeniyle verilmişti: iktisat politikasının zamansal tutarlılığı ve konjonktür dalgalanmalarının nedenleri. Belki bizim için daha önemlisi, Presscott Merkez Bankası'nın bağımsız olması gerektiği fikirinin temellerini atan kişilerden biriydi.

Prescott'un Merkez Bankası bağımsızlığı literatürüne katkısı, esasen, zaman-tutarsızlığı problemi konusundaki teknik bir çalışmaya (Kydland & Prescott 1977) dayanıyor. Bu problemi daha sonra para politikası çerçevesinde ele alanlar Robert J. Barro ve David B. Gordon (ilgili makale).

Konuyu en basite indirgersek, şudur: Merkez Bankası'nın kredibilitesi. Yani, vatandaş ve iş dünyası Merkez Bankası'nın dediklerine güveniyor mu yoksa güvenmiyor mu? Merkez Bankası'nın açıklamalarını, hedeflerini vb. inandırıcı buluyor mu, yoksa bulmıyor mu? Ekonomideki aktörler, planlarını Merkez Bankası'nın söylediklerine ve yaptıklarına göre mi belirliyor, yoksa başka şeylere göre mi? Özetle, millet Merkez Bankası'nı inandırıcı buluyor mu, yoksa bulmuyor mu?

Bu sorular neden önemli? Şöyle düşünebiliriz. Her ne kadar, siyasetçiler uzun dönemli planlarla oy toplamaya çalışsalar da, kısa dönemde gerçekleşecek iktisadi sıkıntıların kendileri için olumsuz sonuçlar doğurabileceğini de gayet iyi bilirler. Bu sebeple, zaman zaman, özellikle de seçimlerden önce, uzun dönemli iktisadi hedefleri bırakıp, kısa döneme odaklanabilirler. "Şu seçime kadar iktisadi büyüme devam etsin, başka da bir şey istemem" diyebilirler. Gece böyle dualar ediyor olabilirler. Bu sebeple, kısa vadede ekonominin yavaşlamasını önleyecek adımlar atabilirler. Yani, kısa döneme odaklanabilirler ve enflasyonla mücadeleyi önemsemeyebilirler.

Diğer tarafta, Merkez Bankası'nın parasal istikrarı sağlama ve düşük enflasyon hedeflerine ulaşmak için uzun vadeli bir bakış açısıyla hareket etmesi gerekir. Uzun vadeli bir bakış açısıyla hareket etmek ve uzun vadede açıklanan hedeflere ulaşmak için, Merkez Bankasının kısa vadede olup bitenden, özellikle de siyasetten etkilenmemesi gerekir. Misal, Merkez Bankası, uzun dönemde enflasyonu düşürmek için faiz politikası açıklamış ve faizleri kademeli olarak yükselteceğini ilan etmiş olsun. Buna karşılık, iktidardaki siyasal parti de seçimler yaklaşırken faiz arttırmanın iyi bir politika olmadığını düşünüyor olsun. Bu durumda, vatandaşın ve iş dünyasının Merkez Bankasının açıklamasına inanıp inanmayacağını belirleyecek şey, Merkez Bankasının siyasal iktidardan bağımız olup olmadığı olacaktır. Eğer bağımsız olduğu düşünülüyorsa, inandırıcı olacak; düşünülmüyorsa, olmayacaktır. Eğer bağımsız olduğu düşünülmüyorsa, vatandaş, Merkez Bankasının iktidarın kısa dönemli hedeflerine boyun eğeceğini ve enflasyonu düşüremeyeceğini de düşünür. Yani, vatandaş ve iş dünyası, davranışlarını ve tercihlerini yüksek enflasyon beklentisiyle şekillendirir. Bu da enflasyonun artmasına katkıda bulunur.

İşin daha da ilginci, Merkez Bankasının bağımsız olduğuna inanan yoksa, yüksek enflasyon beklentisi, iktidardaki siyasal partinin yüksek büyüme ve istihdam falan gibi hedeflerine de ulaşması güçleşir.

Prescott'un yukarıda anlattığım hikayeye katkısı Robert Lucas'ın katkısıyla yakından ilişkili. Lucas, alternatif iktisadi politikaların etkilerini değerlendirirken, ekonomideki bireylerin davranışlarının ve karar alma kurallarının sabit olduğunu varsayan modelleri eleştiriyordu. Yani, ekonomideki aktörlerin (vatandaşın, firmaların) kararlarının politika yapıcının (hükümetin, Merkez Bankasının) kararlarına bağlı olduğunu dikkate almak gerektiğini söylüyordu. Kydland & Prescott (1977) ise konuya optimal kontrol teorisi açısından yaklaşıyor ve kontrol teorisin dinamik iktisadi planlama için uygun bir araç olmadığını söylüyor. Teknik bir makale ama bizim ilgilendiğimiz kısmı sanırım şöyle özetlenebilir. Politika yapıcı, iktisadi aktörlerin gelecekteki davranışlarının nasıl olacağını öngörüp, sinsi bir şekilde bu davranışları dikkate alan bir plan yaparsa, sonunda hüsrana uğrayabilir.

Diyelim ki, Merkez Bankası dedi ki, "benim enflasyon hedefim %5" ve ekledi "bu hedefe ulaşmak için elimdeki tüm araçları sonuna kadar kararlılıkla kullanırım". Yine diyelim ki, vatandaş buna inandı. Beklentilerini buna göre belirledi. Hesabını buna göre yaptı. Maaş zammını buna göre istedi. Sonra ortaya çıktı ki, meğerse Merkez Bankası'nın amacı başkaymış, kafasında şöyle bir plan varmış: "vatandaş planını %5 enflasyona göre yapsın; ben ondan sonra şöyle sürpriz bir faiz indirimi yapar, sürpriz bir ek enflasyon yaratır, büyümeye ve istihdama katkı yaparım". Bu planı yaparken, mevcut durumu ve ekonomideki aktörlerin olası tepkilerini dikkate almış ve optimal, en güzel, politikanın bu olduğuna karar vermiş. Bu planıda sinsice uygulamaya koymuş. İşte, Kydland & Prescott (1977) bu Merkez Bankası'na (benzer sinsi politika yapıcılara) diyor ki, "sen en iyi, en optimal, olduğunu düşündüğün politikayı seçsen bile, böyle sinsi davrandığın için istediğin sonuçları elde edemeyebilirsin!" Neden? İnsanlar bir noktada sinsilik yaptığını anlayacak, davranışlarını ve karar alma biçimlerini değiştirecek. Onlar senin sinsiliğini de dikkate almaya başlayınca, sen "hem enflasyonu düşüreyim, hem de istihdamı arttırayım" derken, yüksek enflasyon ve sınırlı bir istihdam artışıyla baş başa kalacaksın.

Bunu biraz daha genelleştirirsek söyle diyebiliriz. Bugün optimal olan politika yarın optimal olacak politikadan farklı olabilir. Günün verileriyle hep optimal politikayı seçmek her zaman istenen sonuçları yaratmayabilir. Bugün optimal politika "%5 enflasyon hedefi" iken, vatandaş buna göre planını yaptıktan sonraki optimal politika "istihdamı arttırmak" olabilir. Farklı zamanlardaki bu optimal politikalar, bir biriyle çelişebilir. Bu sorunun üstesinden gelmenin yolu ise basit kurallara dayanan bir politika patikası seçmek olabilir.

Kydland & Prescott (1977) makalenin başında politika yapma işinin doğaya karşı oynanan bir oyun değil, rasyonel iktisadi aktörlere karşı oynanan bir oyun olduğunu hatırlatıyor. Makalenin sonunda ise, politika yapıcıların sinsi değil kurallı bir politika yapma biçimini tercih etmesi gerektiğini söylüyorlar:

"Demokratik bir toplumda, muhtemelen, seçilen kuralların basit ve kolay anlaşılır olması terich edilmelidir; ki, politika yapıcının politikadan uzaklaştığı kolaylıkla anlaşılabilsin. Acil durumlarda politika değiştimeyi zorlaştıran ve zaman alıcı yapan kurumsal düzenlemeler yapılabilir."

Neden? Politikalar kısa dönem heveslerle ikide bir değiştirilmesin diye. Kısa dönem hevesi olan kimdi? İktidardaki siyasal parti. Öyleyse, Prescott şöyle demeye çalışıyor, "Merkez Bankası politikasının böyle kısa vadeli heveslere kurban gitmemesi lazım!" Özetle Prescott, bir taraftan sinsi politikaların işe yaramayabileceğini gösterirken, diğer taraftan da Merkez Bankası bağımsızlığı fikrinin de temellerine katkı yapmış oluyor. (Hep Prescott dedim ama bahsettiğim makalenin Finn Erling Kydland ile ortak çalışma olduğunu unutmayalım.)

Merkez Bankası bağımsızlığı konsunda Kydland & Prescott (1977)'tan sonra çok şey yayınlandı. Çok kaynak var ama belki Ben Bernanke'nin 2010 yılında yaptığı kısa ve anlaşılır konuşmaya bakmak istersiniz: "Central Bank Independence, Transparency, and Accountability". Makroiktisatçı hocalarımıza sorarsanız size daha güzel anlatırlar. İsterseniz, Refet Gürkaynak hocamızın şu videosuna da bir göz atabilirsiniz. Sona doğru konuyu anlatıyor. Dün, Selva Demiralp da konuyu Medyascope'a anlatmış

Share

Bitirirken

Okuduğunuz için teşekkürler.

İktisat Nedir? | Bülten’e yeni bir bölüm eklendi: Yönetici Özeti. Bu bültenleri yayınlandıkları anda e-posta olarak almak için Yönetici Özeti’ne ayrıca abone olmanız gerekiyor.

Yönetici Özeti’ne abone olmak için:

  • Şu bağlantıyı ziyaret edin https://iktisatnedir.substack.com/s/yonetici-ozeti ve sayfadaki “abone ol” (Subscribe) düğmesine tıklayın.

  • Ya da, Substack hesabınıza gidip, Yönetici Özeti’ni abone olduğunuz bültenler arasına ekleyin.

1
Share this post

Ed Prescott ve Merkez Bankası Bağımsızlığı

iktisatnedir.substack.com
1 Comment
ttcelik
Nov 10, 2022

ya bağımsız olduğu düşünülen MBler piyasaların esiri olmuşsa piyasalar çökmesin diye politikacılar gibi resesyondan her ne pahasına olursa olsun kaçar hale gelmişlerse.

Expand full comment
Reply
TopNewCommunity

No posts

Ready for more?

© 2023 N. Emrah Aydinonat
Privacy ∙ Terms ∙ Collection notice
Start WritingGet the app
Substack is the home for great writing