Yönetici Özeti, 2022.11.07
Bu sabah ağıma takılanlar
7 Kasım 2022, Pazartesi sabahı ağıma takılanlar aşağıdadır. Güzel bir hafta geçirmeniz dileğiyle.
Haberler ve Gündem
Haftaya başlamadan, geçen haftaya bir göz atmak isterseniz. Geçen haftanın Yönetici Özeti’nde yer alan önemli başlıkları bir araya topladım: Enflasyonla yaşamak.
IMF, Türkiye’ye faiz arttırımı ve Merkez Bankası bağımsızlığı tavsiye etmiş ve bu politikalar uygulandığı takdirde kur korumalı mevduat gibi politikaların yavaşça ve dikkatli bir biçimde terk edilebileceğini söylemiş.
OECD haftalık büyüme göstergesi yayınlandı.
Bugün Cumhurbaşkanlığı Kabinesi’nin toplantısı var. Bu toplantıda, EYT, TOKİ kurası, çalışanlara kadro ve tahıl koridoru gibi haftanın gündemini belirleyecek başlıklar var.
Sabah gazetesi, 2023’te asgari ücretin 7500 - 8000 TL olacağını iddia etmiş.
Otomotiv ihracatı Ekim’de 2,65 milyar dolar olmuş. Bloomberg HT haberinde Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliğinden (OİB) yapılan açıklamayı özetliyor.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün gıda fiyat endeksine göre, küresel gıda fiyatları Ekim’de yatay seyretmiş.
Paul Krugman, Twitter alternatifi sosyal medya uygulaması Mastodon’da hesap açmış.


Bu aralar açık kaynak ve adem-i merkeziyetçi sosyal medya uygulaması Mastodon’a geçen çok.
Günün okuması: İklim konferansı
BM iklim konferansı COP27 hafta sonu Mısır'da başladı. Toplantının gündemini merak ediyorsanız, ilgili Euronews haberi ile başlayabilirsiniz.
Bu konuda günün okuması New York Times’da yayınlanan “Developing Nations Have a Message at Global Climate Talks: Polluters, Pay Up” başlıklı yazı. Başlıktan da anlaşılabileceği gibi yazı, gelişmekte olan ülkelerin gelişmiş ülkelerden taleplerini ve onlara taahhüt edilen iklim tazminatını ele alıyor. Konuyu kabaca özetlersek, şöyle: Gelişmiş ülkeler dünyayı kirletti, karbon salınımının çoğunu onlar gerçekleştirdi. Şimdi, gelişmekte olan ülkeler iklim krizi nedeniyle pek çok riskle karşı karşıya. Normal şartlar altında, zarara neden olanların bu zararı telafi etmesi lazım ama ABD ve Avrupa Birliği geçmişte buna karşı çıkıyordu. Bu seneki konferasta Mısır ve Pakistan bu konuyu gündeme taşımayı başarmış. Dolayısıyla, bu konuda hararetli bir tartışma bekleniyor. New York Times’taki yazıda konu ve dünyayı bekleyen zor sorun ve tartışmalar detaylı bir biçimde anlatılıyor. (Eğer NYT aboneliğiniz yoksa, bu bağlantıya tıklayın. Maalesef, sadece ilk on kişiye yazıya erişim hakkı verebiliyorum.)
Köşe yazıları
“Daraltıcı gevşemeye hoş geldiniz”
Uğur Gürses, T24’teki yazısında üç konuyu ele almış: enflasyon, Deva’nın eylem planları ve Altılı Masa’dan beklentiler. Gürses, Yeni Ekonomi Modeli’nin sonucunu şöyle özetliyor: “daraltıcı gevşemeye hoş geldiniz”.
Diyor ki,
“Faiz indirimlerinin birinci yılını geçtikten sonra elimizde kalacak en iyi olasılıkla yüzde 60’lık bir enflasyon ve yüzde 2-3 eğilimindeki bir büyüme olacak.”
Türkiye elektronikte nasıl geriledi
Güven Sak, Dünya gazetesindeki yazısında Türkiye’nin elektronikte rekabet gücünü nasıl kaybettiğini anlatmış ve aşağıdaki grafikleri açıklamış.
Şöyle diyor,
“Dünyanın diğer ülkelerinin elektronik sanayii ihracatı ile kıyaslandığında Türkiye rekabet gücünü kaybediyor, geriliyor. Halbuki bundan yaklaşık 15 yıl önce tüplü televizyon çağında Avrupa’da satılan her iki televizyondan biri Türk malıydı. Avrupa Birliği ile yaptığımız Gümrük Birliği düzenlemesi de Türk mallarını Çin rekabetine karşı koruyordu. Biz bu sayede kazanç elde ediyorduk. Sonra ne oldu? Televizyon teknolojisi değişti. Tüplü televizyon bitti. Panel/plazma televizyon geldi. Türkiye gereken yatırımı yapmadı. Şirketlerimiz Ankara’dan destek istemeye gittiklerinde destek yerine nasihat aldılar. Sonuçta ne oldu? Türkiye elektronik sektöründe gereken dönüşümü gerçekleştiremedi. Türkiye’nin elektronik alanında uluslararası rekabet gücü geriledi. Neden? Ankara değişenin farkında değildi. Ne yapması gerektiğine ilişkin bir stratejisi de yoktu. “
Yazı bu gerilemenin neden önemsenmesi gerektiğini de anlatıyor. Okumanızı tavsiye ederim.
Heterodoks sözlüğü
Dünya gazetesinden Şeref Oğuz, “Yeni başlayanlar için Heterodoks sözlüğü” başlıklı bir yazı yazmış. Espirili yazısında diyor ki, heterodoks, “zaten iktisatta kabul görmüş ne varsa tersini yaparken, “eklektik” sosuyla, kafana göre takılmaktır”.
Kafama takılan: TOGG’u şarj etmek
Yeşil Gazete’nin haberi şöyle:
“Elektrikli TOGG’un deposu, evden şarj edilirse 235, istasyondan olursa 693 TL’ye dolacak, peki ya şarj istasyonları?
500 kilometre menzile sahip TOGG’un 90 kWh bataryasının evden şarj edilmesi halinde maliyet 235 lira olacak. TOGG kilometrede 47 kuruşluk elektrik yakacak. Ancak işyerinden ya da dolum istasyonlarından şarj durumunda maliyet yükseliyor. Hızlı şarj istasyonlarında dolum maliyeti kWh başına güncel tarife olan 7,7 lirayla 693 liraya çıkıyor.”
Türkiye’de henüz elektrikli araçların ve sarj istasyonlarının pek yaygın olmadığı bir gerçek. Belli ki TOGG bunu değiştirecek. Bunun nasıl olacağı hakkında düşündükçe aklıma bir sürü soru geliyor. Bir tanesini paylaşayım.
İstanbul'da yaşarken, arabayı park edecek yer bulamıyordum. Bazen evin önüne, bazen iki sokak öteye, bazen de neredeyse başka bir mahalleye park ediyordum. Elektirikli aracım olsa nasıl şarj ederdim? Hadi apartmanın önüne park ettim ve apartmandan kablo çekip arabayı şarj etmeye kalktım diyelim, böyle bir şey yapsam tüm apartman ayağa kalkmaz mıydı? Bu, yönetim toplantısında kavgalara yol açmaz mıydı? Ben, o mahallede, muhtemelen sarj işi çok çok yaygınlaşana kadar elektirikli aracımı sarj edemezdim.
“Yakına sarj istasyonu kurulur” dediğinizi duyar gibiyim. Güzel. Ama o da bir sıkıntı. Yine İstanbul Levent’teki eski mahalleyi düşünüyorum. Orada, bırakın sarj istasyonu kuracak alanı, adım atacak yer yok. İstanbul’un pek çok yeri böyle.
“O zaman, hızlı sarj istasyonuna git be adam” diyorsunuz haklı olarak. Ama, bildiğim kadarıyla, hızlı şarj hem daha pahalı hem de pilin ömrünü ve performansını olumsuz yönde etkiliyor. Elektrikli aracı her gün hızlı sarj etmenin maliyeti sadece elektrik parası değil yani.
Elektirikli araçlar, özel otoparkı olan veya müstakil evlerde oturanlar için güzel bir seçenek. Peki ya İstanbul’un kalabalık ve apartman yoğun mahallerinde oturanlar için pratik ve ekonomik mi? İşte aklıma takılan sorulardan biri bu.
TOGG yönetiminin pek çok lojistik sorunu çözmesi gerekecek. Kendilerine başarılar diliyorum. Zor işler.
Bitirirken
İktisat Nedir? | Bülten’in Yönetici Özeti bölümü (alt bülten) zamanı olmayanlar için abonelik gerektiren bir bülten olmayı amaçlıyor.
Eğer henüz abone değilseniz, Yönetici Özeti’ne abone olmak için şu bağlantıyı ziyaret edin https://iktisatnedir.substack.com/s/yonetici-ozeti ve sayfadaki “abone ol” (Subscribe) düğmesine tıklayın.
Teşekkürler.